RockAndMetal!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RockAndMetal!

Rock Metal Müzik Underground
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Erkin Koray

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DrkTranquility
Admin
DrkTranquility


Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 31/12/09
Yaş : 36

Erkin Koray Empty
MesajKonu: Erkin Koray   Erkin Koray I_icon_minitimeCuma Ocak 01 2010, 17:36

Erkin Koray 4


Elektro
bağlamanın yaratıcısı, İlginç sentez adamı, Türk Rock müziğinin babası
Erkin Koray, 24 Haziran 1941'de İstanbul'da dünyaya gelir. Enver beyle
Vehice hanımın ilk oğludur. Annesi Vecihe Koray, Belediye
Konservatuarında piyano öğretmeni olarak çalışıyordu ve müzisyen bir
anneye sahip olmak, kendisinin ve kardeşi Korkut Koray'ın ufak yaşlarda
müzikle tanışmalarında önemli rol oynadı. Bir başka deyişle Türk
rock'ının üç devinden biri olan Erkin'de müziğe annesinin karnında
başlamıştır. Klasik müzik evde tüm yaşamı biçimlendirir. 5 yaşında
piyano dersi almaya başlar. Daha sonra gitara ilgi duyar. Gitarın daha
canlı ve hareketli olması O'nun bu seçiminde önemli rol oynamış
olabilir. Kardeşi Korkut'la beraber sıkı bir müzik eğitiminden
geçerler. Annesinden almaya başladığı piyano dersleri ile müzikle
ilgilenmeye başlayan Erkin Koray'ın rock'n'roll'a karşı olan yakın
ilgisi, ortaöğrenimini gerçekleştirdiği Alman Lisesi sıralarındayken
başlamıştır . Dönemim ünlü Rock'n Roll parçalarını arkadaşlarıyla
birlikte çalmaya başlar. Bu dönem içinde Türkiye'de bu tarz müzik yapan
ilk ve tek grup Deniz Harp Okulu Orkestrasıdır.


Erkin Koray ve arkadaşları çalışmalarını amatörce sürdürürken
karşılarına büyük bir fırsat çıkar. 1957 yılında Galatasaray Lisesinde
bir konser verirler. Seyirciler arasında o zaman orta ikiye gitmekte
olan Barış Manço da vardır.


Erkin Koray ve arkadaşlarından çok etkilenen Manço, bir gün
kendisinin de böyle konserler vereceğini hayal ederek müzik
çalışmalarını sürdürür. Bu konser Erkin Koray'ın müzik hayatına start
verir. Liseyi bitirince atom mühendisi olma gibi düşünceleri olan
Koray'ın bir yandan da rock'n'roll tutkusu peşini bırakmıyordu. Sonunda
müzik daha ağır bastı ve okulu bitirir bitirmez evi terkedip hayatını
müzikten kazanmak üzere yola koyuldu.


Bu dönemlerde Türkiye'de müzisyenlerin elinde gitar bulunması, hele
bir de elektrogitar bulunabilmesi zor ve nadir rastlanan bir olaydı ve
Erkin Koray bir şekilde eline geçen ilk gitarlarla kendi kendine
çalışmaya başladı.


1960'ların ilk dönemlerinde Erkin Koray, aralarında davulda kardeşi
Korkut Koray'ın da bulunduğu Erkin Koray ve Ritmcileri isimli grubuyla,
kendisinin gitar çalıp söylediği ve rock'n'roll çaldığı bar ve klüp
programları yapıyordu. Daha sonra kendisine gelen 45'lik doldurma
teklifini kabul eden Koray, ilk 45'liği 'Bir Eylül Akşamı/It's So
Long'u kaydeder. Bu plağın özellikle B yüzünde bulunan It's So Long'un,
İngiltere'de Beatles'ın öncülük ettiği Beat müziği özelliklerini
taşıması ve Beatles'ın ilk plağı 'Love Me Do' ile hemen hemen aynı
tarihte piyasaya sürülmüş olması, yani Koray'ın bu tarzı Beatles'tan
hiç bir şekilde etkilenmeden kendi içinden geldiği gibi ortaya çıkarmış
olması bir hayli ilginçtir.


Sıra askerliğe gelmiştir. Bu 45'likten sonra askere giden Erkin
Koray Vatani görevini Eskişehir Hava Kuvvetleri Caz Orkestrasında
yerine getirir. Bu dönemde türkülerimizi tanır ve bunları Batı müziği
tınılarıyla yorumlamaya başlar. Askerden döndükten sonra bir süre daha
İngilizce çalışmalarına ve klüp programlarına devam eder. Bu
programların birine seyirci olarak gelmiş olan İstanbul Plak
yetkililerince fark edilen Koray, 1967 yılında ülke çapında üne
kavuşmasında büyük rol oynayan 'Kızları da Alın Askere' isimli
45'liğini yayımlar.


Bu plakta çalan grup Erkin Koray Dörtlüsü grubuydu. Erkin Koray bu
grupla başka çalışmalarda da bulunur; hatta 1968 yılında Altın Mikrofon
yarışmasına girip dördüncülük alır.


Bu dönemler ilerlerken Koray, uzun süreden beri saçına makas
vurdurmadığı için Türkiye'ye göre o dönemler gayet marjinal gelen bu
davranıştan ötürü oldukça tepki alıyordu. Sene 1970'e geldiğinde, çok
daha ciddi anlamda rock ve özellikle Türkiye'ye göre son derece
'Underground' olarak adlandırılan bir müzik yaptıkları grup olan
Yeraltı Dörtlüsü'nü kurar. Aslında Erkin Koray'ın bu grupla beraber
çaldığı şarkılar dönemin popüler şarkı ve türkülerinin aranjmanlarından
başka birşey değildi ama ne aranjman!


Koray dönemin türkü, türk sanat müziği gibi eserlerini Underground
tarzda yorumluyordu. Bunu yaparken grubuyla kiraladığı komün evlerinde
batı rock müziği ve doğu müziği hakkında ciddi araştırmalar
yapıyorlardı bu araştırmalar sonucu ortaya çıkan çalışmalarda bu iki
kültürün müziğini sentezliyorlardı. Bunlara örnek olarak 1970 yılında
aranjmanını yaptığı dönemin popüler Neşet Ertaş türküsü 'Kendim Ettim
Kendim Buldum' (Bu parçanın aranjmanını aynı sene içerisinde Cem Karaca
da yapmıştı), türk sanat müziği olarak 'Nihansın Dideden','Kıskanırım',
'İstemem', Anadolu Rock olarak 'Köprüden Geçti Gelin' verilebilir. Bu
aranjmanların yanısıra, grubun tamamen kendilerine ait olan ve batının
psychedelic rock grupları ile yarışacak nitelikte olan 'Meçhul', 'Gel
Bak Ne Söyliycem', 'Gün Doğmuyor', 'İlahi Morluk' gibi çalışmaları da
mevcuttur. Bu dönem Erkin için parlak bir dönemdir. Yapmacıksız , kendi
yorumuna yeni motifler katarak yapar müziğini. Yaşam tarzına hippy
felsefesini uygular.


Yeraltı Dörtlüsü ile psychedelic rock yaparken yararlandıkları en
büyük avantaj, batıdaki Pink Floyd, Grateful Dead gibi psychedelic rock
gruplarından daha doğuda bir ülkede yaşamalarıydı. Dönemin Avrupalı
çoğu rock müzisyeninin doğu mistisizmine ve de özellikle Hindistan'a
merakı vardı ve bu merakı müziklerine de bol miktarda yansıtıyorladı.
Bunun en önemli örneklerinden birisi Beatles'ın önce 'Norwegian Wood'
adlı 45'liklerinde, daha sonra da 'Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club
Band' albümlerinin 'Within You Without You' parçasında 'Sitar'
kullanmasıydı. Sitar kökeni doğudan gelen bir enstrümandı ve bu
enstrümanı İngiltere'de Beatles; Türkiye'de ise o dönemlerde Rock
Müziği ile oldukça ilgili bir müzisyen olan 'Orhan Gencebay'
kullanıyordu. O dönemlerde Erkin Koray ve Orhan Gencebay birbirlerinin
müziklerinden ve fikirlerinden son derece etkilenmiş oldukça iyi iki
arkadaştı ve bol miktarda fikir alışverişleri yapıyorlardı. Zaten Erkin
Koray'ın 1974 ve sonrası doğu müziği etkilenimli çalışmaları da bu
fikir alışverişlerinin meyvalarıydı.


Supergroup'un yaptığı çalışmalardan özellikle 'Yağmur', o
dönemlerde genelde Orhan Gencebay bestelerini yorumlayan Mine Koşan'ın
da söylediği bir Vedat Yıldırımbora bestesiydi. Erkin Koray'ın
ellerinde şahane bir psychedelic rock parçasına dönüşen bu aranjman,
Orhan Gencebay tarzındaki besteler ile psychedelic rock'ın ne kadar
uyumlu olduğunun en güzel örneklerinden birisidir. Bu parça listelerde
büyük başarı kazanır. Fakat bu grupta uzun sürmez. Erkin Koray
Supergroup 1972 yazına kadar çalışmalarını devam ettirdikten sonra
maddi sıkıntılardan dolayı Yeraltı Dörtlüsü macerasını 1971'e kadar
sürdüren Koray, 1971'de grubu dağıtıp John Lennon'la olan efsanevi
görüşmesini gerçekleştirmek ve orada bir süre macera yaşamak amacıyla
Fransa'ya gitti. Fransa dönüşünde yeni bir grup arayışına giren Koray,
70'lerdeki ikinci grubu 'Erkin Koray Supergroup'u kurdu. Bu grupla rock
müzik piyasasına iki adet çok sağlam 45'lik kazandırdı.


Grubun dağılmasından çok kısa bir süre sonra Koray, 'TER' adlı yeni
bir grup kurdu. Erkin Koray bu grupla daha önce yapmadığı kadar
underground çalışmalara yönelmek istiyordu. Bunu da bu grupla
çıkarttığı 'Hor Görme Garibi' isimli 45'lik gayet iyi gösteriyordu. Bu
plağın A yüzünde Erkin Koray, Orhan Gencebay'ın parçasını Heavy Metal'e
yakın bir sertlikte yorumlamıştı. Fakat ne yazık ki yaşadığı ülkenin
plak yapımcılarının underground müzik anlayışına pek de sıcak
bakmamaları nedeniyle bu grupla başka plak yapamadı. TER grubu da
dağıldıktan sonra 45'lik çıkarmadığı 'STOP!' isimli bir grup kuran
Erkin Koray, daha sonra tamamen kendi adına çalışmalara girişti.
Bunlardan ilki, enfes bir psychedelic rock şaheseri olan 'Mesafeler'
isimli parçadır.


Avrupa'da Alice Cooper ve David Bowie renkli yüz makyajlarıyla
sahneye çıkmaya başlamıştır. Erkin de uygular bu modayı ve büyük ilgi
görür. Bu çalışmadan sonra Erkin Koray uzun süreliğine yurtdışına
gider. Erkin'nin müziği artık yeni bir boyut almaya başlamıştır. Orhan
Gencebay'la olan beraberlik ve yıllardır ilgisini çeken Doğu mistizmi
meyvesini vermeye başlamıştır. Ve Erkin Koray'ın icat ettiği 'Elektro
bağlama' nın nağmeleri sarar ortalığı. Arabesk Erkin Koray'ın müziğinde
yerini almaya başlamıştır. Bu sırada da felsefe gezilerine ara vermez.
Yolculuk bu sefer Doğu mistizminin ve hippy felsefesinin kaynağınadır.
Hindistan , Nepal , İran , Kuzey Afrika uğradığı yerlerdir.


Yurtdışından döndükten sonra doğu etkilenimli çalışmalarına yer
vermeye başlar. Bunlardan en önemlileri, hemen hemen bütün Türkiye'nin
çok iyi bildiği 'Şaşkın', 'Arap Saçı', 'Fesuphanallah' gibi
çalışmalardır. Bu dönemde bu tarz çalışmalara ağırlık vermesinin
yanında 'Krallar', 'Hadi Hadi Oradan' gibi rock çalışmaları, hatta
başlı başına rock parçalarından oluşan 'Elektronik Türküler' adında bir
tane de LP yapan Koray, 1974-1977 yılları arasını böyle geçirdi. 1977
yılında,70'lerde Türkiye'de kurduğu son rock grubu olan 'Erkin Koray
Tutkusu' isimli grubunu kurup, bu grupla aynı adı taşıyan bir rock
LP'si çıkarttıktan sonra uzun süreler ortadan kayboldu Erkin Koray.
Uzun bir süre yurtdışında yaşamak üzere Koray'ın Türkiye'yi terk
etmesinin birçok nedeni vardı. Bunun en önemli nedeni, 70'lerin ikinci
yarısında Türkiye'de cereyan etmiş politik gerginlikler ve bu
gerginliklerin ülkeyi müzik yapılamayacak hale getirmesiydi.


12 Eylül Darbesinin haberini yurdışındayken alır. 1981 sonlarında
yurda dönmeye karar verir. Bu dönemdeki Orhan Gencebay - Erkin Koray
arabesk-pop çalışmaları Türkiye gerçeğini vurgular. Bu çalkantılı
dönemde politikaya soyunmaya karar verir. Ama kıyısından döner.
Yurtdışından döndükten sonra uzun bir süre tamamen solo çalışmalar
yapan Erkin Koray'ın bu dönemdeki en ünlü çalışması şüphesiz
'Çöpçüler'dir.


90'larda zaman zaman çalışır, ama daha çok kızıyla ilgilenir.
Israrla okula yollamaz. Sisteme tavrını birkezde burda koyar. Uzun süre
İstanbul'a uğramayan Erkin Bodrum'da Estarabim adlı bir bar açar. Hem
işletir, hemde şarkı söyler. Bu dönemde yayın hayatına başlayan
binlerce özel radyo'da 'erkin koray klasikleri yayınlanmaktadır.


Yeni nesil yeni seçim' dönemidir. Pop müziğinde patlamalar
yaşanmaktadır. Bu dönemde piyasada o kadar çok pop müziği albümü ve
sanatçısı vardır ki sanırsınız pop sanatçısı üretim çiftlikleri
kurulmuş da adlarını bile bugün anımsıyamadığımız bu kişiler buralarda
üretilip yeni seçimlerde bulunacak olan yeni nesil'in kullanımına
sunuluyor. Bu patlamalar daha sonraki yıllarda 'Halk Müziği' Rock ve
Nostalji olarak devam etmiştir. 1996 yılında tüm bu patlamaların
ortasında uzun bir suskunluk dönemi sonrası 'Gün Ola Harman Ola'
albümüyle Erkin Koray yeni şarkılarını yeni nesil için söyler. 59 sene
kolay geçmemiştir Erkin Baba için. Sokak kavgaları, konserler,
turneler, seyehatler, hastalıklar... Fakat bu güne kadar ilk günkü
çizgisini sürdürmüştür. Erkin koray için ' Rock bir müzik türü değil,
bir hayat tarzıdır.' Devlerin Nefesi isimli son albümünü Haziran
1999'da çıkaran Erkin Koray, İzmir'de yaşadıktan sonra İstanbul'a
yerleşmiştir.


Kaynak : Anatolianrock
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rockandmetal.yetkinforum.com
 
Erkin Koray
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RockAndMetal! :: Rock Müzik :: Yerli Rock Müzik Grupları-
Buraya geçin: