RockAndMetal!
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

RockAndMetal!

Rock Metal Müzik Underground
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Queensryche

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DrkTranquility
Admin
DrkTranquility


Mesaj Sayısı : 118
Kayıt tarihi : 31/12/09
Yaş : 36

Queensryche Empty
MesajKonu: Queensryche   Queensryche I_icon_minitimeC.tesi Ocak 02 2010, 10:42

Onlar basrolde oynayanlardan...

Hikayenin 1979-1986 arası
dönemini Michael Wilton'ın lise arkadaşı olan Brett Miller'ın
anılarından derledim. Brett Miller uzunca bir süre Michael Wilton'ın
çaldığı lise gruplarında ışıkçılık, sahne amirliği ve menajerlik yapmış
(lise grubuna ışıkçı, sahne amiri ve menajer !!!!! ????), daha sonra
kendi de bir Glam Rock grubu kurmuştur (grubun adı : LIPSTICK, amacına
hizmet eden bir isim bulmuşlar). Kendi kurduğu grupla prova yapmak veya
egzersiz çalışmak yerine parti yapmayı tercih eden ve o dönemdeki yerel
popülerliklerini radyolardaki tanıdıklarına yaptıkları tek besteyi
defalarca çaldırmalarına borçlu olan Miller'a, bir dönem
Queensryche'dan bir önceki oluşumda Michael Wilton tarafından bass
gitarist olması bile önerilir ama parti yapmayı tercih eden Miller
(ağustos böceği diye de adlandırabiliriz) bu teklifi kabul etmeye
cesaret edemez. (çünkü zamanında yeterince çalışmadığı için kendine
güvenmemektedir).




1988'den sonrasına ise hepimiz bir şekilde tanık olduk diyebilirim.





Her şeyin başladığı yer, Bellevue, Washington 1979

Trajik
bir motosiklet kazasında ölen amcasından kalan basgitarla ve evindeki
eski bir naylon telli akustik gitarla beraber büyüyen Michael Wilton,
babasının plak arşivinde bulunan The Beatles, The Rolling Stones, Jimi
Hendrix gibi şu an dinlediğimiz gruplardaki 1960-1970 kuşağı
müzisyenlerin istisnasız hepsine ilham kaynağı olmuş isimlerden
etkilenmesiyle basgitar çalmaya başlar. Babasının plaklarına basgitarla
eşlik etmeye başlayan Wilton, evindeki pikapın hoparlörlerini
patlatmasının sonucunda ailesi yine amcasından kalan ve tüm lise hayatı
boyunca amfi olarak kullanacağı Fender bassmen amfiyi hediye eder. Daha
sonra edindiği Gibson Les Paul kopyası gitar ve basit fuzz box'ı ile
çevredeki garaj gruplarında gitarist olarak Led Zeppelin şarkıları
çalmaya başlar. Çalıştığı garaj gruplarından birisi olan JOKER'e ise
1979'da Chris De Garmo adlı gitarist eklenir. O yıllarda Michael Wilton
müzisyenliğinden daha fazla spor kariyeri ile lisede tanınmaktadır.
Lise takımında basketbol, amerikan futbolu ve baseball oynamaktadır ve
hatta tüm Avrupayı gençler milli baseball takımı ile birlikte
turlamıştır. Spordaki başarılarının yanında da günde 2 saat düzenli
olarak gitar çalışmaktadır.





David Lee Roth
klonu vokalistleri, Michael, Chris ve tamamen cover şarkılardan oluşan
setlist’leri ile birlikte yerel Battle Of The Bands yarışmasına katılan
Joker ilk turda elenir fakat bu yarışmanın önemi yarışmaya katılan
TYRANT ve vokalistleri Geoff Tate’dir. Tyrant o dönemin yerel Metal
camiasında bir fenomendir. Diğer gruplara göre sahne kostümleri,
ekipmanları fakat en önemlisi zengin bir aileye sahip olan gitaristleri
Van Halen klonu Adam Brenner ile tanınmaktadırlar. Adam yetenekli bir
gitaristtir ve ailesi ona tüm gün çalışabileceği ekipmanları
sağlamaktadır. Bu imkanlar o kadar ezicidir ki o çevrede Floyd Rose
kilit sistemine sahip tek gitar onunkidir. Adam Brenner ilerideki
yıllarda Geffen Records’la anlaşır ve adını Adam Bomb olarak
değiştirir. Muhteşem Rainbow- “Man On The Silver Mountain” ve birçok
Van Halen coverları ile Tyrant finallere kadar yükselir fakat Tyrant’a
göre daha “pop” coverlar çalan RIDGE birinciliği alır. Ridge daha sonra
adını FIFTH ANGEL olarak değiştirir ve kısa süre sonra Epic Records ile
anlaşır. Davulcuları Ken Mary ise 1985’te Kip Winger ile birlikte Alice
Cooper’a katılacaktır.



Finallerde kaybetmelerinin
ardından daha sonra, Adam Brenner’in plak firmasıyla sözleşme
kaybetmesine de sebep olacak, bilindik sinir krizlerinden birinde
Tyrant dağılır.





Joker’le birlikte ilk turda
elenen gruplardan HIGH ROLLER’da dağılmıştır ve bu grubun dağılmasıyla
birlikte bir anda ailesinin kendisine sağladığı destek ile full stack
Marshall amfi ve P.A sistem sahibi gitarist Jeff Olson boşa çıkmıştır.
Chris DeGarmo ise bu tarz ekipmanlara sahip olacak durumda değildir.
Babası yıllar önce ailesini terk etmiştir (Promised Land-Bridge
şarkısını bununla ilgili yazmıştır) ve annesi ise aileyi bir arada
tutabilmek için birden fazla işte çalışmaktadır. Chris konserler için
arkadaşlarından ekipman ödünç almaktadır fakat provalarda kullandığı ve
sahip olduğu küçük egzersiz amfisi ile Joker vokalistinin devamlı
olarak eleştirilerine hedef olmaktadır. Bu durum uzun sürmez ve
ekipmanlarından yararlanabilmek için Chris DeGarmo gruptan atılır ve
Jeff Olson Joker’e dahil edilir.

Yeni ekipmanlarıyla Joker,
tüm Washington çevresinde lise partilerinde davet edilirler fakat
ponpon kızlar ve o dönem ağırlıkla diskolara takılan kalabalıklar
önünde konserlerine Judas Priest ve Van Halen coverları ile
başladıkları için bir daha asla lise partilerine davet edilmezler.
Chris DeGarmo ise TEMPEST adlı bir gruba dahil olmuştur. Yaşadıkları
bölgede oldukça popüler olmuşlardır, hatta Hıristiyanlık temalı sözler
içeren bir albüm bile çıkartmışlardır. Daha sonra davulcularının Geoff
Tate’in yeni progressive grubu BABYLON’a katılmasıyla Tempest dağılır.

Aynı
dönemde Joker davulcusunun grubu bırakmasıyla da Joker dağılmak zorunda
kalır ve Michael Wilton müzik okumak üzere koleje başlar. Easy Street
Records’ta davulcu Scott Rockenfield ile tanışan Wilton, birlikte
CROSSFIRE adlı adlı bir grup kurar. O dönemde ikili, yeni İngiliz grup
IRON MAIDEN’ı keşfetmişler ve kendileri için yeni olan bu sound’dan
oldukça etkilenmişlerdir. Daha sonra Chris DeGarmo’yu da gruba dahil
ederek birkaç başarılı konsere çıkarlar. Bas gitaristlerinin grubu
bırakması üzerine Rockenfield’ın Redmond Lisesi’nden arkadaşı Eddie
Jackson aralarına katılır ve Queensryche’ın orijinal kadrosu Geoff Tate
hariç bir araya toplanmış olur. 1981 yılında Black Sabbath/Dio
şarkısından etkilenerek isimlerini THE MOB’a çevirirler.





1981
yılında Adam Brenner’ın yeni grubu TKO’nun headlinerlığında The Mob,
Babylon ile birlikte METALFEST’81 adlı bir festivale davet edilir fakat
halen bir vokalistleri bulunmamaktadır. Son çare olarak The Mob,
vokalist olarak Babylon vokalisti/klavyecisi Geoff Tate’e kendileri ile
birlikte festivale katılmasını teklif eder. Aynı büyük festivalde iki
ayrı grupla katılmanın havalı bir şey olacağını düşünen Geoff bu
teklifi kabul eder. Festivalde The Mob, “Murders In The Rue Morg”,
“Running Free”, ”Wrathchild” gibi Iron Maiden coverlarının yanında
“Animal Magnetism” ve “Sails Of Charon” gibi Scorpions coverları da
çalar ve seyirciden oldukça iyi tepki alır. Geoff Tate ise yardım
amaçlı çıktığı bu konseri pek önemsememiş, konser için sahne kıyafetine
bile ihtiyaç duymadan sahneye çıkmıştır fakat seyircinin tepkisi
karşısında oldukça şaşırmıştır. Festivalden sonra Geoff, The Mob ile
birlikte birkaç partide daha söylemiştir fakat aldığı olumlu tepkilere
rağmen o dönemin Heavy Metal coverları Geoff Tate’in pek fazla ilgisini
çekmemektedir.





Geoff'un o dönemde etkilendiği
isim Peter Gabriel'dir ve Progressive Rock besteleri yapmak
istemektedir. The Mob ise festivalde aldıkları oldukça olumlu
tepkilerin de teşvikiyle günlük çalıştıkları işleri bırakarak haftanın
beş günü "The Dungeon" adı verdikleri Rockenfield'in ailesinin
bodrumunda beste çalışmalarına başlar. Bu, arkadaşlarının nerdeyse
çaldıkları konserler dışında onları son görüşleri olur çünkü diğer
gruplarda çalan arkadaşları, prova yapmak yerine müzikle uğraşmanın
getirdiği popülerliğin nimetlerinden lise partilerinde olabildiğine
yararlanırken The Mob dörtlüsü tüm vakitlerini beste yaparak
geçirmektedirler.

Besteleri tamamlayan The Mob elemanlarından
her biri günde en az iki işte çalışmaya başlayarak kayıt yapacak parayı
biriktirmeye başlarlar. Bu çabaları ise arkadaşları tarafından
"takıntılı" olarak nitelendirilir.

Geoff Tate ise o dönemlerde
MYTH adlı grupta söylemektedir. O dönemdeki klavyecileri Randy Cane
daha sonra Rage For Order turnesinde Queensryche'a katılacaktır.
Gitaristleri ise Kelly Gray'dir ve 99'da yayınlanan "QK2" albümünde
Chris DeGarmo'nun yerine Queensryche'a katılacaktır.

Myth ve
The Mob elemanları aynı evi paylaşmaktadırlar ve The Mob elemanlarının
24 kanal profesyonel kayıt yapabilecek parayı toparlamasıyla beraber
Geoff'a kayıtta söyleme teklifi nedeniyle Myth ile Geoff'un arası
açılmıştır. Geoff ise profesyonel bir kayıtta söylemenin Myth ile ileri
dönemlerdeki çalışmalarına pozitif etki sağlayacağını düşünmektedir ve
bu teklifi kabul eder.

1983-1986 E.P / Warning ve Rage For Order yılları
Geoff
ile birlikte The Mob bölgenin en iyi stüdyolarından biri olan TRIAD
STUDIOS'da dört şarkı kaydederler. "Queen Of The Ryche", "Nightrider",
"Blinded" ve Chris'in yazdığı fakat o sırada sözlerinin yazılmamış
olduğu The "Lady Wore Black".
"Lady Wore Black"in sözleri kayıt
sırasında Geoff tarafından yazılır. Geoff, şarkıyı tam anlamıyla
hissedebilmek için tüm ışıkları kapattırır ve tek bir mum ışığında
şarkı kaydeder. Şarkının ilk sözlerinin başlamasını beklerken kayıtın
başladığını fark etmeden ıslıkla gitar melodisine emprovize bir şekilde
eşlik etmeye başlar ve kayıdı dinleyen tüm grup elemanları bunun harika
bir fikir olduğu konusunda hemfikir olur.

Kayıttan birkaç
hafta sonra Chris bir partiye katılır ve yakın arkadaşları, lise
döneminde Joker için sahne amirliği ve ışıkçılık yapmış olan Bret
Miller'a kayıdı dinlemek isteyip istemediğini sorar. Bret, The Mob'un
takıntılı çalışmalarının sonucunu oldukça merak eder ve o dönemde
Chris'in kullandığı eski Ford Pinto'nun araba teybinde kayıdı dinlemeye
başlar. E.P'nin açılış parçası Queen of the ryche'ın başlamasıyla Bret
duyduğu gitar partisyonları ve Geoff'un vokali ile şaşkınlık içine
düşer. Kayıt son derece profesyoneldir ve müzikal olarak sound ilk
kaydını yapmış olan bir grup için fazlasıyla tekniktir fakat o
dönemlerde Glam Rock fırtınası esmektedir ve dinleyenler tarafından
"Maidenish" olarak nitelendirilen grubun soundu ile E.P. tüm plak
firmaları tarafından geri çevirilir.













Kayıttan
sonra katıldıkları tüm partilerde kasetlerinin çalınması istenir. Geoff
ise her defasında bu soundun tam olarak kendi müzik tercihini
yansıtmadığını belirtmektedir. Geoff'un müzikal tercihleri tamamen
Peter Gabriel ve Progressive müzik çerçevesindedir. Arkadaşlarının
şaşkın bakışları arasında arabasında Falco'nun "Rock me Amedeus"una ya
da "Start Me Up" gibi Stevie Nicks şarkılarına Halford tarzı vokaliyle
eşlik etmektedir. Herkes ise Geoff'un neden Myth'i bırakıp The Mob'a
katılmadığını merak etmektedir.



Bir yıl sonra 1982'de
Easy Street Records'un ileri görüşlü sahibi Heavy Metal'in geleceğini
ve dolar işaretlerini görür, The Mob elemanlarıyla kontrat imzalamak
ister. Tek problem ise Geoff'u Myth'den ayrılmaya ikna edememiş
olmalarıdır ve umutsuzca başka bir isim aramaya başlarlar. Yeni
menejerleri Geoff'u en azından E.P'yi pazarlayabilmek için grup
fotoğrafı çektirmeye Geoff'un resminin ya da vokalinin dahil olacağı
her türlü maddi anlaşmaya karşı korunması üzerine tazminat ödenmesi
üzerine bir kontratla ikna eder.



Ayrıca menejerleri
grubun isminin değiştirilmesi için baskı yapar ve hiçbir uygun isim
bulamayan grup "Queen Of The Ryche" şarkısından esinlenerek kendilerine
QUEENSRYCHE ismini seçer. İsmin yazılmasında kullandıkları ÿ harfi ise
problem yaratacaktır. Geoff Tate yıllar sonra bir röportajında grubun
isminin nasıl telaffuz edileceğini insanlara 11 yılda
anlatabildiklerini söyler. Bununla birlikte nazi sempatizanı olarak
anlaşılmamak için isimle birlikte grubun bugün kimliği ile özleşmiş
logosunu da tasarlarlar. Menejerleri, bir arkadaşı sayesinde E.P'lerini
KERRANG dergisine ulaştırır. Bu, Queensryche için bir dönüm noktası
olacaktır. Grubun o güne kadar aldığı en olumlu yorum dergide Paul
Suter tarafından yayınlanır ve Heavy Metal'in geleceği olarak
gösterilirler. Bu yorumların ardından Easy Street Records'a
Queensryche'ın müziğinin nasıl dinlenebileceğini soran yüzlerce mektup
yağmaya başlar ve menejerleri kendi kurduğu bağımsız 206 adlı firmadan
Queensryche'ın E.P.'sini yayınlar.





"Queen Of
The Reich" E.P.'si tüm duyulmamış bir gruba göre görülmemiş bir şekilde
çok satmaya ve radyo'da çalınmaya başlar. Geoff Tate'in ise Myth'i
bırakıp sürekli olarak Queensryche'a katılmaktan başka seçeneği
kalmamıştır. E.P.'nin bu başarısından sonra ZEBRA'nın Portland'daki
konserlerinin açılış grubu olmaları teklif edilir ve seyirciden çok
büyük bir destek alırlar. Bu konserden birkaç hafta sonra ise EMI ile 6
albümlük bir anlaşma imzalarlar. EMI etiketiyle E.P yeniden yayınlanır
ve billboard'da #81'e kadar yükselir.



E.P'nin
yayınlanmasının hemen ardından Quiet Riot ile güneye doğru turneye
çıkarlar. Daha sonra doğu sahilinde ve Kanada'da Twisted Sister ile
birlikte turlarlar. Bir sonraki Seattle konserinde ise Holy Diver
turnesi kapsamında Dio ile birlikte çalarlar.



Daha
sonra ilk albümlerini kaydetmek için Londra'ya giderler. Prodüktörleri
James Guthrie daha önce Pink Floyd ve Judas Priest ile birlikte
çalışmıştır. Guthrie'nin daha önce Pink Floyd'la çalışması Tate'in
progressive etkilenimleri ile birleşince "Floydish" olarak tanımlanan
"The Warning"i Eylül 1984'te yayınlarlar ve billboard'da #61'e kadar
albüm yükselerek altın plak alır. Albümdeki şarkılardan "NM-156" Geoff
tarafından albümün açılış şarkısı olarak seçilir fakat o dönemde
sequencer ile yazılmış şarkılara oldukça soğuk bakan EMI bunu kabul
etmez.. Yayınlanan single'lar Amerika'da billboard'a girmezken "Take
Hold Of The Flame" Japonya'da hit olur.



1986 yılında
ise Neil Kernon prodüktörlüğünde "Rage For Order"ı yayınlarlar.
Klavyenin müziklerindeki yeri artmış ve grubun imajı Heavy Metal'den
Glam Rock/Metal'e kaymıştır. Albüm billboard'da #47'ye kadar yükselerek
tekrar altım plak alır fakat grubun belki de Chris DeGarmo döneminden
en az ilgi gören albümlerinden biri olacaktır. "The Warning"le
yakaladıkları –uniqe- tarzları yanında bu albümdeki imaj ve tarzları
ile o dönemde Amerika'da yaygın olan Hair Metal gruplarından pek bir
farkları kalmamıştır. Fakat bu bilindik imajları yanında albümdeki
parçalar dönemin grupları yanında son derece tekniktir. Daha da
önemlisi bir sonraki albümlerinin sound'unu yansıtmaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://rockandmetal.yetkinforum.com
 
Queensryche
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
RockAndMetal! :: Rock Müzik :: Yabancı Rock Grupları-
Buraya geçin: